Muhalefetin Muhalefetle İmtihanı...

Siyaset, toplum dinamiklerini harekete geçiren ve çatışma halindeki fikirleri uzlaştırmaya götüren bir olgudur. Siyaset ile birlikte bireyler; toplum yararına hareket etmek adıyla gerek yerelde, gerekse ülkenin genel yönetimine talip olurlar. Siyaset özünde, insanlığa ve tüm canlılara fayda getirecek bileşenleri aktive edecek gücü eline almaya çalışır. Fikir ayrılıklarının çeşitlik arz ettiği siyaset arenasında, farklı görüşteki siyasi partiler, demokrasi gereği çoğunluğu arkasına alarak yönetime geçmek için mücadele ederler.
 
Genel siyasette; demokrasi amacı güden muhalefet partileri, kendi iç muhasebelerini yapıp parti içi demokrasiyi güçlendirmedikçe yurttaşı ikna edemezler. İktidar yolunda girilen seçimlerde başarısız olduğu halde oturduğu koltuktan kalkmayan, belli bir zümre ve grubun hâkim olduğu muhalefet partilerinin iktidar olma olasılıkları her zaman düşmüştür.
 
Geçen 20 yılda tüm olumsuzluklara rağmen AKP neden hâlâ seçmenin tercihi oluyor? Başkanlık sistemi adı ile kuvvetler ayrılığının yok edilip, tek adam rejimine girdiğimiz günden beri muhalefet kanadı, “Tek Adam” söylemini dile getirmek yerine, “20 yıldır neden kazanamıyoruz? Hayat standartlarının günden güne kötüye gitmesine rağmen muhalefet partileri olarak halka neden güven veremiyor ve başarılı olamıyoruz?“ sorularına bir yanıt aranması daha iyi sonuçlar getirecektir. Bu minvalde muhalefet partileri kendini eleştirip, sistemin dönüşüm ve değişimini dinamikleyecek havayı yakalayamazsa, alternatif siyasi oluşumların ortaya çıkması ve iktidar olması kaçınılmazdır.
 
Uzun yıllardır, ilk defa bir seçim atmosferinde bu kadar istek ve coşkuyla hissedilen, “Değişim” rüzgârını elinden kaçırdığı halde, ortaya çıkan sonuçların sebebi olan siyasi beceriksizliklerine kılıf üretmeye çalışan muhalefet partileri, bir kez daha yurttaşı hayal kırıklığına uğrattı. Yanlış siyasi kararlar, yanlış adaylar, listelerde yapılan akıl ve mantık dışı tercihler, istikrarsız günü birlik söylemler ve bunların sebep olduğu güvensizlik hissi, toplumu tatmin edemeyen siyasi söylemlerle birleşince kaybın yegâne sebebi oldu.
 
CHP'nin lokomotif görevi gördüğü, “Altılı Masa” bileşenleri taban ve tavanda birliktelik sağlayacak bir paydada buluşmadığı müddetçe başarılı olma şansları hiçbir zaman mümkün değildir. Hemen hemen her konuda ülkenin geldiği bu kötü duruma rağmen, seçimi kaybeden muhalefet partileri oturup, “Nerede hata yaptık?” diye düşünmek yerine, milletvekili yaptıkları bir azınlığın sevinci içinde. Bu durum benim gibi gazetecilik yapan insanlar başta olmak üzere onlara oy veren yurttaşın büyük kesiminin aklında soru işaretleri bırakıyor. “Amaçları yurdun kalkınması, yurttaşın refahı değil de yandaş bir gurubun meclise girmesini mi sağlamak?” diye düşünmeden edemiyorum. Tabi ki ilerleyen süreçte, kendilerinin çalışma ve mücadele durumlarına bakıp durum değerlendirmesi yapacağız.
 
Cumhur ittifakına gelirsek eğer, tekrardan bir seçim kazanıp mecliste çoğunluğu elde ettiler. Recep Tayyip Erdoğan yıllardır oturduğu Cumhurbaşkanlığı koltuğuna bir kez daha oturdu. Muhalefet partileri, her seçimde olduğu gibi bir kez daha kaybetti. Başlarda söylediğim gibi, değişim ve dönüşümün önünü açıp, yurttaşı da buna ikna ederlerse, kaybettikleri güveni tekrar kazanma şansları var. Bunun sonuçlarını da kısa bir süre sonra yapılacak yerel seçimlerde hep birlikte göreceğiz. Yok, “Biz halimizden memnunuz, muhalefeti sevdik, az olsun bizim olsun.” söylemleri ve ahbap çavuş kafasıyla hareket ederlerse de önümüzde ki yerel seçimde büyük bir yenilgi alıp, siyaset sahnesinden silinirler. Böyle kötü bir senaryo sonrası, bunu değerlendirecek yeni bir siyasi oluşumun ortaya çıkması kaçınılmaz. Siyaset boşluk kaldırmaz! Halk değişim isterken, bir yandan da sağlam siyasi erklerin yönetimde olmasını istiyor. Tüm temennim muhalefet partilerinin bir an evvel kendilerini toparlamaları ve hatalarından ders çıkarmalarıdır.
 
Bilgiyle kalın…