Basiretsiz muhalefet

Sosyal medyada, sözüm ona sözde muhalifleri ve muhalefet parti temsilcilerini yakından takip ediyorum. Birçok konuda söylemleri o kadar seviyesiz ve bir o kadar irite edici ki dumura uğruyorum resmen. Yaşanan bir dolu hayal kırıklıklarına ve yenilgilere rağmen, özeleştiri yapmak yerine saçmalıktan geri durmuyorlar.

Birçoğumuzun muhalefetten beklediği,  “Halkı neden ikna edemedik? Neden bize inanıp, güvenmiyorlar?” diyerek olayları sorgulayıp, eksik ve yanlışlarını görüp ders çıkarmaları ve yapıcı bir adım atmaları iken, aksine; halkın tercihini sorgulayan, yapılan her zamma sanki sadece iktidar kanadının seçmeni etkileniyor gibi, “Ohh oldu!” her haksızlığa, “Hak ettiniz” gibi söylemler üreten bir muhalefet var. Bu kafayla giderlerse de kola kutusundan daha az oy alacaklar gibi görünüyor.

Genel seçimlerde aldıkları yenilgiden sonra muhalefet partilerinin hemen hepsi kendi içlerinde ve ittifaklarında kan kaybettiler. Düne kadar, ortak akıl ve birlik söylemleri ile bir araya gelip, iktidara talip olduklarını söyleyerek yan yana pozlar veren muhalefet partilerinin, seçimin hemen sonrası darmadağın olmaları, yapılan ittifakların temelinin çokta sağlam olmadığını gösterdi.

Alım gücünün bu kadar düştüğü bir dönemde, ‘halk inim inim inlerken’ halen, “Yok şu şöyleydi. Hayır hayır böyleydi. Biz çok iyiyiz! Yok be biz sizden daha iyiyiz! Biz olmasak siz hiçtiniz! Bizsiz kalın da görün boyunuzun ölçüsünü!” saçma sapan kavgalardan artık başımız şişti. “Ne oluyoruz böyle?” diyen biri de yok. Meclise giren girdi ya, sokakta ki adamdan el etek çekildi. Giremeyenler de hizip peşinde. Türkiye siyasetinin çıbanı olan hizipçilik, ne yazık ki muhalefet partilerinde kronik hale gelmiş durumda.

Etkili bir muhalefet olmuş olsaydı eğer, bugün zaten iktidar olurlardı. Seçim zamanı yapılan Ali Cengiz oyunlarının bedelini değişim isteyen halk yaşıyor. Büyük umutlarla sarıldıkları kalelerin aslında kumdan olduğunu görmeleri de ayrı bir acı verdi. Hayal kırıklıkları bir değil ki hangisine yansınlar. Kimse seçimin sonrasında gül bahçeleri beklemiyordu elbette, lakin bu kadar dağılmışlıkta çok fazla.

Tane tane anlatayım, malum muhalefet kanadında öyle bir gürültü var ki anlaşılmıyor olabilirim. Bakınız; bir ülke de, eğer ki iktidar partisinin yaptığı çalışmalar yetersizse ve ülkede bir şeyler yolunda gitmiyorsa halk da doğal olarak muhalefet partilerini destekler. Peki, muhalefet partileri içten içe kaynıyorsa halk kimden ne bekleyecek bana anlatabilecek olan var mı? Gerek iktidar, gerekse muhalefet kanadı adı hiç önemli değil, halka yakın durmamanın bedelini halk ödememeli. Yapılanların ve yapılmayanların sorumluluğunu alarak şapkasını önüne koyan ve gerekirse yüreklice gidecek siyasetçiler lazım bu ülkeye.

Muhalif olmak adına eline klavyeyi alıp saçmalayanlar sizlerde bir susun artık. Kimsenin ayrıştırıcı ve saçmalayan sözlere zerre tahammülü kalmadı. İlla ki saçmalayacağız diyorsanız evinizde oturun, perdelerinizi çekin ve kendi kendinize konuşun durun. İnanın kimsenin umurunda değilsiniz. Her şeyi çok bilerek muhalefet partilerine zarar veriyorsunuz.

Önümüzde ki baharın başında yerel seçimler yapılacak. Umarım muhalefet partileri bir an evvel kendilerini toplar da etkin bir siyaset yaparlar. Yok, halen koltuk sevdası ile siyaset yapacak ve halkın sesine kulak vermeyeceklerse; yesinler birbirlerini. Halkın artık bir yenilgiye ve bir hayal kırıklığına gücü yok. Sizlerin yaptığı yanlışların bedelini bu halk fazlasıyla ödedi ve ödüyor. Yerel seçimler öncesi aklınızı başınıza alın ve bugüne kadar yaptığınız yanlışlardan bir an evvel geri dönün!...

 

Bilgiyle kalın…