Askıda Ekmek

Son yıllarda bir “askıda” akımı geldi gidiyor. Nedir bu “askıda” kavramı ve nerden geldi hayatımıza? Birkaç yıl evvel İtalya da bir askıda kahve akımını duymuştum ilk defa. İşte müşteriler geliyor kahvesini alıyor ve kendine aldığından bir yada daha fazla kahve parasını da bırakıyor ki ihtiyaç sahibi biri gelirse ücret ödemeden o kahveyi içebilsin diye. İşleyiş bu şekilde son derece kolay. Sonra nette şöyle bir baktım ki meğer Osmanlıda da “askıda ekmek” diye bir kavram varmış. Halkın çok yoksul düştüğü dönemler yani. Fırınlara gelen ihtiyaç sahipleri ihtiyaçları kadar ekmek alır giderlermiş. Zaman ve kültürler farklı olsa da “askıda” kavramının işleyişinde değişen bir şey olmamış.

Gelelim son haftaya damgasını vuran “Askıda Ekmek” olayına. İktidarın ortağı MHP’nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli kalktı bir “Askıda Ekmek” kampanyası başlattı. Sokaklara üzerinde parti ismi ve Bahçeli resmi ile süslenmiş stantlar kuruldu, poşetlerle ekmekler asıldı ve halkın buna katılımı istendi. Tabi yer yerinden oynadı. Yerleri yerinden oynatan kampanyanın başarısı değildir. Kampanyayı yapanın iktidarın ortağının olmasıdır. Anlaşılmadır ki bir şeylerin saklanmaz olduğunu kendileri de kabul ediyor ve “açız” seslerini bastırmaya çalıştıklarını gözlerimizin içine sokuyorlar.

Askıda ekmek demek ekonominin çöküşünün resmi demektir.

Askıda ekmek demek ülkede yaşanan krizin dibini sıyırmak demektir.

Askıda ekmek demek “evet biz bu işi başaramadık artık bu ülkede ekmek alamaz insanlar çoğaldı” demektir.

Kimse kalkıp bunun geçmişten gelen bir yardımlaşma geleneğinin ameli olduğunu söyleyerek meşrulaştıramaz. “Askıda ekmek” yoksulluğun olduğu yerde vardır. Devletin yapamadığını halktan “birbirinize destek olun” diye beklemekse ancak olağanüstü koşullarda olmalıdır. Birçok yerde vatandaş bunu zaten yıllardır yapıyordu. Hatta pandemi koşullarında faturalarını ödeyemeyen vatandaşlar için “askıda fatura” kampanyası yapan şehirler oldu ve takip ettiğimiz kadarıyla çokta iyi şeyler yapıldı.

Yardımlaşma vatandaşın kendi arasında olandır ve veren el alan eli görmez bile. Devlet vatandaşından birbirine yardım etmesini isteyemez. Devlet vatandaşına bakmakla yükümlüdür. Anayasanın 2. Maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir devlettir. Yani diyor ki devlet vatandaşına insan onuruna yakışır bir şekilde asgari düzeyde bir yaşam seviyesi sağlamakla yükümlüdür. Bunu ben demiyorum Anayasanın 2. Maddesine bakarsanız göreceksiniz.

Kimse halkın açlığını reklam amaçlı bir siyasi malzeme olarak kullanılamaz. Sayın Bahçeli bunu yaparken sanırım hükümet ortağı bir partinin genel başkanı olduğunu düşünmedi. Gelen tepkilerle bir nevi kendi silahı ile kendilerini vurmuş oldu. Çünkü uzun süredir ekonominin bittiğini, işsizliğin en üst seviyede olduğunu, kapanan fabrikaları, biten tarımı hayvancılığı, esnafın haykırışlarını duymamazlıktan geldikleri gibi birde bunları kabul etmiyorlardı. Ekmeği askıya astıkları gün kabul edişlerinin teyidi oldu.

Ülkede her şeyin askıya alındığı gerçeği artık saklanamaz.

Ekmek askıda.. Adalet askıda.. Demokrasi askıda.. Uzun bir süredir işsizlik, dövizde dalgalanma, alım gücünün düşmesi, kapanan fabrikalar vesaire derken diplerden gelen çatırdama sesleri ekmekle birlikte artık inkar edilmez yere geldi.

Ekmeğin önce ucu kesildi olsun dedik, sonra bir dilim daha derken bir baktık ki elde ekmek yok.. 

Ekmeksizlik yoksulluğun son basamağıdır. Yoksulun derdi de karın doyurmaktır. Ekmeği askıya asmadan direkt vatandaşın sofrasına koyacaksınız, karnı doyacak o zaman çayları keyifli olacak..

Ve Cumhuriyet..

Emperyalizm devletlerine karşı esareti ve işgali kabul etmeyen; kadın-erkek, yaşlı -çocuk demeden bu topraklar için kanını akıtırken bir an bile tereddüt etmemiş bütün halklarımızın ortak değeridir Cumhuriyet..

Cephelere silah taşıyan eli öpülesi kadınlarımızdır Cumhuriyet..

Yokluktan yoksulluktan bitap düşmüş bir halkın isyanıdır Cumhuriyet..

Bundandır ki ne vakit yokluk yoksulluk aynı anda anılır olur ülkemde;  o vakit yüreğimi titreten bir umut olur Cumhuriyet...

Yarın Cumhuriyetimizin 97.yılı..

Nice yaşlara benim yorgun ve her yandan yaralı güzel ülkem..

 

Bilgiyle Kalın..