- SOSYAL EROZYON VE GELECEK

 - SOSYAL EROZYON VE GELECEK
Orhan BAKIRCI yazdı : SOSYAL EROZYON VE GELECEK

20. yüzyıl sonunda hızla gelişen teknoloji ile birlikte hayatımızla entegre olan internet ve kullanım araçları birçok konuda müthiş kolaylıklar ve güzellikler getirdiği kadar, ne yazık ki bir takım kirlilikleri de beraberinde getirdi. 

Sınırsız bir Dünya içinde erişebilirlik ve erişilebilirlikler de artınca, dejenerasyon da her yerde ve her anlamda hissedilir oluyor. Sanal dünyanın renkli, şaşalı ve ulaşılabilir enginliği içinde o büyüye kapılıp amaçsızca bir o yana, bir bu yana savrulup durduğumuz aşikâr.

İsteyen herkesin istediği bilgiye ulaşması, elinde ki telefona bir dokunuşla olacak kadar yakınken ne yazık ki bu tercihlerini bilgiden başka her şey için kullanmayı tercih ediyorlar. Özellikle, benzetme yerindeyse teknolojiyle birlikte doğup büyüyen genç nüfus, bilgi kazanımı konusunda ciddi anlamda sınıfta kaldı. Bol para ödüllü yarışmalarda ki en basit genel kültür ya da bilgi sorularına cevap veremeyişlerini izlerken hep beraber utanıyoruz. 

Hayatları tamamen renkli ekran içinde yaşanıyor. Sosyal medya uygulamalarını kullanırken gösterdikleri maharetlerini ve zamanlarını, iki satır kitap okumak ya da ne bileyim bir bilgi kaynağına ulaşmak için harcamayan, her şeye boş vermiş ve gayesi olmayan bu gençleri gördükçe inanın ülkemizin geleceğini hiç iyi görmeyenlerdenim. Hele bir de Türkçe konuşmaları var ki, ne dediklerini anlamak için sözlüğe ihtiyaç duyuyoruz. Kültürel erozyonun canlı resimleri olur kendileri. 


Düşünün ki; çok değil birkaç sene sonra sağlıkta, eğitimde, üretimde, bilimsel araştırmalarda, toplumsal çalışmalarda ve başarıyla var olmasını beklediğimiz tüm meslek grupları içinde ki bugünün üniversite öğrencileri bile zamanlarını eğitim, spor ya da sanata ayırmak yerine sosyal medyada geçirerek var olmaya çabalıyor. Youtube, İnstagram, Twitter, Facebook, TikTok gibi milyonlarca kullanıcısı olan sosyal medya ve video paylaşım uygulamalarına bir bakın ne dediğimi anlayacaksınız. 

Sanmayın sadece gençliği eleştiriyorum. Birileri tarafından saçma sapan, ne amaca hizmet ettiği belli olmayan bir akım başlatılıyor ve bir bakıyorsunuz ki genç yaşlı demeden herkesin elinde bir telefon, abuk sabuk fotoğraf ve videolarla buna dâhil oluyor. Yaşananlar tam bir akıl tutulması. Bunun başka izahı yok. Eğleniyorlar desem o da değil. Yaptıkları kendilerine ve hatta birilerine zarar bile verebiliyor. Eğlenmekse niyetleri böyle eğlence olmaz olsun.

Fazla izlenip beğeni toplayarak kestirmeden para kazanmak ve bu sayede ünlü olmak uğruna yapılmayan rezillik yok. Öyle videolar ve fotoğraflar var ki, ben yazarken hicap duyuyorum da, onlar bunları yaparken hiç, “Ben ne yapıyorum?”, “Çocuğum sen ne yapıyorsun?” , “Anne - baba bu yaptıklarınız size yakışıyor mu?” demiyor mu? Toplum olarak nasıl bir travmatik çöküş içindeyiz vallahi ifade edecek kelime bulamıyorum.
Bir gerçek var ki, ülkemizde zamanla her şey değişir. Şuan ki bu berbat ekonomi bile düzelir ama bu tabloya bakınca, “Ülkemizin geleceğini kime emanet edeceğiz?” diye düşünmeden duramıyorum. Uzun vadeye yansıyan olan en büyük sorunumuz da bu olacaktır. Çünkü geleceğimizde görevler yüklenecek olan gençlerimiz, eğitim kalitesinin de etkisiyle gelecek vaat etmiyor. Daha fazla zaman kaybetmeden, kayıp geleceğimizi nasıl kurtaracağımızı düşünmeye başlasak diyorum hani.

Sistematik olarak kalite ve disiplinden uzaklaştırılarak içi boşaltılan bir eğitim sistemi; kitap okumayan, sanal dünyanın şatafatı için de kaybolup bilgiye uzak duran bir nesille birleşince ne yazık ki ülkemizin geleceğinin bitişi başlıyor.

Bugün; mevcut doktorlara, yarın; mühendislere, akademisyenlere, eğitimcilere kapıyı gösterip, “Giderseniz gidin.” demek kolay. Peki, sorarım sizlere;
Bu doktor adayları mı yarın hasta bakıp bir de ameliyatlar edecekler? 
Bu öğretmen adayları mı eğitim verip çocuk yetiştirecekler? 
Bu mühendis adayları mı teknolojik yenilikler yapıp üretken olacaklar?
Bu anne babalar mı her bakımdan sağlıklı çocuklar yetiştirecekler?

Tabi ki hepinizi aynı şekilde değerlendirmiyorum burada anlaşalım. Fakat çoğunluğu ele almak durumundayım. Sosyal medyanızı kullanın, eğlenin kimse size bunları yasaklayamaz ama bu ülkenin geleceği olduğunuz gerçeğini de unutmadan sorumluluk da alın. Eminim bu eleştirileri yaptım diye beni linç edecekler çıkacaktır. Onların değimiyle, “Linç loading.” Eğer dediğimde haksızsam, “Linçlerinizi gönderin gelsin!” ama kim ne derse desin hiçbir şey bu acı gerçeği değiştirmeyecek. 

İstiyoruz ki diploma sadece cehaleti götürmesin. Diplomayı almak ya da diplomasız olmak bir şeyler değiştirsin. Bilin ki, geleceğimizi bize geri verecek olan normlar; disiplin, ahlak, bilgi, eğitim, illa eğitim, illa eğitim..

Bilgiyle kalın...