Erzurum’un coğrafi işaretli ürünler konusunda Türkiye’de üçüncülüğe yükselmesi, Erzurum Ticaret Borsası (ETB) Başkanı Hakan Oral tarafından büyük bir başarı olarak duyuruldu. Ancak bu başarının anlatılış biçimi, yerel üreticilerin karşı karşıya olduğu temel sorunların göz ardı edildiği izlenimi yaratıyor.
AJANS DOĞU - ETB’nin yaptığı açıklamada, Erzurum’un yöresel ve kültürel değerlerini tescillemek amacıyla yürütülen coğrafi işaret, markalaşma ve gastronomi projelerinin başarıyla devam ettiği belirtiliyor. Başkan Oral, yaptığı açıklamada şunları ifade etti: “Şehrimizin kültüründe ve tarihinde yer alan, unutulmaya yüz tutmuş ürünleri yeniden gündeme getirerek, Erzurum’u bir marka şehir haline getirmek istiyoruz. Şu an Türkiye sıralamasında üçüncüyüz ve bu başarı, titiz çalışmalarımızın sonucudur. Coğrafyamızın meşhur ürünlerini tespit ederek, ilgili kurumlarla iş birliği içinde bunları tescillemek için çaba sarf ediyoruz.”
Ancak, açıklamanın tonu, üreticilerin mevcut sorunlarını görmezden geliyor gibi görünüyor. Üreticiler, yüksek girdi maliyetleri, düşük ürün fiyatları ve sulama problemleri gibi kritik sorunlarla boğuşurken, coğrafi işaret tescili bu sorunların çözümü gibi lanse ediliyor.
Sanki ETB, “Babaanne pastasına coğrafi tescil aldık mı, her şey çözüldü” diyor. Halbuki Erzurum’daki üreticilerin asıl sorunları, bu tescil belgeleri değil. Üreticiler geceleri, “Babaanne pastamız neden coğrafi işaret almadı?” diye uyuyamıyordu da, şimdi rahat nefes mi alacaklar? Üreticilerin temel problemleri çözülmeden, sadece coğrafi işaret belgesiyle övünmek, mevcut sıkıntıları örtbas etmekten başka bir şey değil.
Sonuç olarak, ETB’nin hedefleri güzel, ancak üreticilerin gerçek sorunları çözülmeden bu başarıların yeterli olmadığı ortada. Umarız birinci oluruz, ama esas mesele bu mu?