ER YA DA GEÇ HESAP VERECEKSİNİZ...

 

Uzun bir süredir, başta Erzurum olmak üzere doğu illerimizin birçoğunu köy köy, ilçe ilçe gezme fırsatı buldum. Adları ve konumları farklı olsa da, her yerde bambaşka öykülerle aynı ortak hüzünlere sahip insanlarla tanıştım. En büyük hüznün adıysa hep, “Yoksulluk” oldu.

Görüştüğüm herkesin en büyük kâbusu hep kara kıştı. Yaz aylarında bir terlikle bile geçen günleri bir şekilde tolere ettiklerini ama kış gelince çocuklarına kışlık bir bot, mont, kazak alamayacak olmanın utangaçlığıyla dertlerini söyleyen o ana babaların yüreklerinden gözlerine taşan çaresizliğe diyecek söz bulamadım hiçbir zaman..

Sonunda o korkuyla beklenen, gelişi kaçınılmaz olan kara kış geldi çattı. Bırakın ücra köyleri, şehirlerde bile belki ilk kez bu kadar zorlu geçecek bir kış içine giriyoruz. Gerek yakıt, gerek giyim, gerek temel ihtiyaç maddelerinde ki yüksek rakamlar artık vatandaşların çok büyük bir kesiminde üstesinden gelemeyecekleri bir sorun haline geldi.

Hani birilerinin bilgisizce, sırf muhalefete çıkışmak adına dillerine pelesenk olmuş lafları var ya, “70’lerde CHP döneminde gaz kuyrukları, petrol kuyrukları, yağ kuyrukları vardı.” Bu sözler sadece bugün yaşanan bu batık günleri örtbas etmekten başka bir şey değildir. Bahsedilen o yıllarda neler olduğunu bilen biliyor. Bilmeyip konuşanlara da kısaca, “Ağzı olan konuşuyor.” diyoruz.

O dönemler, petrol ağası Arapların İsrail yanlısı olan ülkelere koyduğu petrol ambargosu ve sonrasında Kıbrıs harekâtı ile çok sevgili batılı ülkelerin ülkemize koyduğu ekonomik ambargonun sonucu yaşananlar olduğunu ne kadar anlatsak da, gözlerinde at gözlüğü olanların beyinlerine de pranga vurulduğunu biliyoruz.

Amacım ne birilerini övmek ne de birilerini kötülemek. Lakin bir gerçek var ki 20 yıldır bu ülkenin başında olan AKP hükümetinin artık iflas ettiğidir. O gün ambargo yüzünden yaşananlar, bugün iflas ettiğimiz için kat be kat daha ağır olarak yaşanıyor. O günlerde vatandaşlarımızın parası vardı ama ambargo yüzünden yağ, petrol, gaz gibi tüketimlere ulaşamıyordu. Bugünse paramız olmadığı ve üretimde dışa bağımlı olduğumuz için ulaşamıyoruz. Vatandaşın, birkaç lira ucuz bulduklarını almak için uzayan kuyruklarıysa yoksulluğun ne denli hızla arttığının resmidir.

Her gün, neredeyse her saat kat be kat artarak cebimizde ki iki lirayı, bir kuruş bile etmez bir değere getiren zamlar yüzünden bu kış insanlarımız hem donacak hem de aç kalacak. Kömür, doğalgaz ve elektrik öyle rakamlara ulaştı ki vatandaş; kazandığı asgari ücretle yemek mi yesin, ısınsın mı, giysin mi, kira mı ödesin ne yapsın şaşırmış durumda. Çok değil bir yıl önce bu zamanlarda, bugün ki bir ayakkabı ve kazak fiyatlarına birkaç gün tatil yapıyorduk. Temel tüketim maddeleriyse artık alınamaz düzeye geldi.

Tuzu kuru bir kesim var ki, onların sırf hükümete yalakalık adına yazıp söyledikleri akıl mantık alır gibi değil. Böylesi zor günlerde kazançları dudak uçuklatan ve geçim dertleri olmayanların seçim derdine düşmüşlükleri önümüzdeki birkaç ay içinde yapılması planlanan seçimlerin sonucunun kimin aleyhine olacağının ispatıdır. Kalemleri halktan değil güçlüden yana duranlarınsa seçim sonrasında bukalemun olarak hayatlarına devam etme çabalarını da ibretle izleyeceğimizden hiç şüphemiz yoktur.

Almanya bizi kıskanıyorcu kesime de unutmadan söyleyeyim. Avrupa da insanların doğalgaza kısıtlı erişiminin sebebinin alım gücünün düşüklüğü değil de, Rusya ile yaşanan sıkıntıların olduğunu anlayamayanlara laf anlatacak kadar gücüm kudretim kalmadı. 50 yıl önceki gaz kuyruklarını kötü örnekleyip bugünküleri güzelleyen sizlerin anlaması içinde şöyle anlatayım, “Bugün Avrupa’da yaşananlar 70’lerde ülkemizde yaşanan durum gibi, vatandaşta para var ama kullanacakları doğalgaz kısıtlı!.” Bu gün bizim ülkemizde yaşanansa, “Doğalgaz var ama para yok, alım gücü yok!..”

Ülkemizin bugün geldiği noktada boş beleş laflarla kendinizi avutmaya devam edecek etsin. Sizin anlayacağınıza dair zerrece umudumuz da kalmadı çok şükür. Lakin bir umut kırıntısı ile yine de diyeyim, kimsenin bizi kıskandığı falan yok. Vatandaş perişan yoksulluğun dibini sıyırdığı yetmiyor artık kafayı da sıyırdı.

Bu yoksulluğa kökten çözüm bulması gereken hükümet yetkililerinin dalga geçerek vatandaşa sunduğu, “Kombiyi kısın, porsiyonu küçültün.” sözleri vatandaşın mutlak yapması gereken bir hal aldı. Kaçınılmaz son olarak bu kış kombiler kapatılacak, bacalar tütmeyecek, aç uyuyup okula aç ve üşüyerek giden çocuklarımız artacak. Her şeyi es geçebilirsiniz ama tarihin hafızasını hep hatırlayın ağalar!.. Çünkü tarih, gün gelecek bugünlere sebep olanları ve onlara alkış tutanları her zaman bizlere hatırlatacak ve asla affetmeyecek!.. 

Bilgiyle kalın...